Lüks Tüketim


Bütün maddi tatminleri sağlayın ona, öyle ki uyumak, çörek yemek ve dünya tarihini sürdürmeyi dert edinmekten başka yapacak bir şeyi kalmasın; yeryüzünün tüm mallarına boğun ve saç diplerine kadar mutluluğa gömün: Bu mutluluğun yüzeyine küçük kabarcıklar çıkacaktır, suyun üzerinde olduğu gibi.
Dostoyevski/Yeraltından Notlar


Günümüzde tüketim çılgınlığının yanı sıra kendini daha üstün görme ve kendini lüks tüketimle ispat etme çabaları artmıştır. Hepimiz sosyal medyada kendimizi varlıklı ve bir şeylerin sahibi olarak göstermekteyiz. Bu bir tatmin duygusudur ve bu tatmin duygusu bir yarışa dönüşmüştür. Artık herkes istediği şeye borçla dahi olsa bir şekilde erişebilmekte ve bununla kendini iyi hissetmektedir. 
"Basit sözlük anlamıyla ele alırsak lüks kelimesi “pahalı, zevkli ve gereksiz madde ya da eylem” anlamına gelmektedir, herhangi bir Ortaçağ kültüründe lüks yiyecek tüketimi ise kolaylıkla tanımlanabilecek bir kavramdır" (Waines, 2010, s. 1). "Ortaçağ İslam topluluklarında, nimetler ya da vücuda alınan gıdalar, hazırlandıkları ve tüketildikleri evlerin statüsüne uygun ve statüyü yansıtan birer lüks sembolü olarak kabul edilebilir" (Waines, 2010, s. 12).
Hepimiz sonu olmayan bir kısır döngünün içinde sürekli tüketiyoruz. Teknolojinin ve modanın kurbanı oluyoruz. Teknoloji marketlerinin açılışlarındaki izdihamlar, tüketmek için birbirini ezen insanlar, küfür edenler.. Tüketim çılgınlığının önüne geçilecek en büyük adım isteklerin sınırlandırılmasıdır. Her şey zıttında var olur. Tüketimin zıttı da üretimdir. "Ancak üretimin azalıp tüketimin arttığı aşikardır. 1600'lü yıllarda yaşamış olan Descartes'in 'Düşünüyorum, öyleyse varım' sözü günümüzde yerini 'Tüketiyorum, öyleyse varım'a bıraktı diyebiliriz. Nitekim günümüz toplumlarında var olmak, daha doğrusu bir birey olarak yer edinmek bizleri tüketime endeksli hale getirmiştir" (Bayhan, s. 241).
İçinde bulunduğumuz çağda tüketim çılgınlığı, binlerce yeni ürünün piyasaya sürülmesi ile kendini göstermektedir. Ardından, bu ürünlerin insanlar tarafından bir ihtiyaç olarak algılanması ve tüketilmesi için reklam kampanyaları başlatılmaktadır. İnsanlar, her yıl yaklaşık 500 milyar doların harcandığı bu reklamlar vasıtasıyla, kendisine sunulan hayat tarzını ve ürünleri elde edebilmek için kitle içgüdüsüyle acımasız bir yarışın içine sürüklenmektedirler. Psikolog Ayşe Yanık Knudsen konuyla ilgili, “Sürekli alıyoruz ama mutlu değiliz. Çünkü çok fazla şeye sahip olunca sahip olduklarımızın farkındalığını kaybediyoruz. Limitlerinin üzerinde harcadığımız kredi kartlarımızla beraber tehlikeli bir serüvenin içinde bocalıyoruz. Maneviyat ve paylaşma hayatımızın kaybolan öğeleri ne yazık ki” diyor (https://www.medikalakademi.com.tr/tuketim-cilginligi-doyumsuzluk/).
Günümüzde üretimin küreselleşmesi, tüketimin de küreselleşmesine yol açmış, artık dünya genelinde tüketimlerin birbirine benzeşmesi olarak tanımlayabileceğimiz, küresel tüketicilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tüketimlere anlamların yüklendiği günümüzde, tüketiciler  de ürünlere yükledikleri anlamlar ile kendilerini ifade edebilme, statülerini gösterebilme, kim olduklarından çok kim olabilecekleri üzerine bir yaklaşımla ‘Ben buna değerim’, ‘Bunu tüketmeyi hak ediyorum’ türündeki ifadelere yönelmiş olarak tüketimlerini sürdürmeye devam etmektedirler. Fransız düşünür Jean Baudrillard’ın ‘Tüketim Toplumu’ (1997) isimli kitabında dediği gibi; ‘Artık kendi kimliklerini, tüketim ile tanımlayan tüketim toplumu vardır.’

Gösteriş amaçlı tüketimde bireyler, canlı birer moda ya da marka bağımlısına dönüşmüştür. Ayartılan tüketicilerin, nesnelerin tüketimine yönelmeleriyle, kendilerini canlı birer model hissetmeleri yönünde bir algı oluşumunun sağlanması söz konusudur (Baudrillard’tan aktaran Anık, 2011, s. 10).
"80 sonrası Türkiye’deki statü sembollerinin en önemli belirleyicisi medyadan yayılan “hazcılık” ve “yarışmacılık” etiği ile birlikte, kaynağı nasıl olursa olsun “para” olmuştur. “Parası olmak” birincil statü sembolü haline dönüşmüş, toplumun tüm referans noktalarını ve geçerli olan statü sembollerini, “piyasa” belirler olmuştur. Paraya tahvil edilemeyen meziyetler küçümsenmiş, bencillik yaşam mücadelesindeki insanlar için öncelikli değer olarak kabul edilmiştir" (Arık, 2006, s. 127).
"Yoksul ve yoksun milyonlarca vatandaşımız varken, orta ve alt sosyal tabakadaki insanlarımızın ailesini geçindirmek ve yaşamını sürdürmek için çırpınışı bir gerçeklik iken; gösterişçi tüketimin özendirilmesi sosyal ve psikolojik bunalım yaratmaktadır. Geliri kadar tüketmek tabii ki olmalıdır. Ancak, Türkiye’de son yıllarda yaşanan kredi kartıyla gelirinden fazla harcama yapan ve kredi kartı borcunu faizi ile birlikte ödeyemeyen, dolayısıyla bunalıma giren ve intihar eden vatandaşlarımız mevcuttur "(Bayhan, s. 241).
 Yuval Noah Harrari'nin "Hayvanlardan Tanrılara Sapiens" isimli kitabında da "Alışveriş Çılgınlığı" adlı bölümünde tüketim konusundan bahsetmektedir. Kitabın tüketimle ilgili kısımları dikkat çekicidir.







Oysa her şey algıdan ibarettir. Her şeyin algı olduğu konusunu, insanların yemek yeme konusunda nasıl davrandığı, yemek seçimine nasıl karar verdiği üzerinde çalışan "Gastrofizik: Yeni Yemek Yeme Bilimi" kitabının yazarı  Prof. Charles Spence bir yazısında hastanelerle çalıştıklarını, hastane yemeklerini bir lüks restoranda sunduklarında herkesin çok beğendiğini, fakat en lüks yemekleri ise hastanede kimsenin beğenmediğini ortaya koymuştur (https://indigodergisi.com/2015/02/tuketim-cilginligi/).


Kaynaklar
Anık, M. (2016). Aykırı Bir Düşünür Olarak J. Baudrıllard ve Gösteriş amaçlı Tüketim. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 9/47.
Arık, Bilal M. (2006): İletişim Yazıları, Tablet Kitabevi, Konya.
Bayhan, V. (?). Tüketim Toplumunda Bireyin Ontolojik Mottosu: “Tüketiyorum Öyleyse Varım”. İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü.
Featherstone, Mike (1996): Postmodernizm ve Tüketim Kültürü, (Çev: Mehmet Küçük), Ayrıntı yay., İstanbul.
Kongar, Emre (1992): 21. Yüzyılda Dünya, Türkiye ve Kamuoyu, Simavi Yay., İstanbul.
Waines,    D    (ed.)    2002.    Patterns    of    Everyday    Life.    Aldershot:
Ashgate/Variorum.
Waines, D. and Marin, M. 1992. Muzawwar: counterfeit fare for fasts and
fevers. Der Islam, 69: 289-301.
Waines,    D . (Çev. İlcan Bihter Barlas) Ortaçağ İslam Toplumlarında Lüks Gıdalar. Tarih Okulu, Ocak-Nisan 2010, Sayı VI, 173-185.


Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar